Son zamanlarda fiilen dolaşımda bulunan döviz miktarının değişiklik göstermesi sebebiyle döviz satışı yapan bankalar ve diğer kurumların birim döviz teklifi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB”) tarafından açıklanan göstergelerden farklılaşmaktadır. Bu durum fiilen ikili kur oluşmasına sebebiyet vermekte ve döviz borcunun ifası sırasında mağduriyet doğurabilmektedir. Bu yazımız içeriğinde, mevzuat gereği menkul satış sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında fiili durum sebebiyle ortaya çıkabilecek mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi için değerlendirmelerimize yer verilecektir.
A. Mevzuatta Yapılan Son Değişiklikler
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 No’lu Tebliğ’de (“Tebliğ“) yapılan ve yürürlük tarihleri sırasıyla 13 Eylül 2018 ve 16 Kasım 2018 olan değişiklikler ile Türkiye’de yerleşik kişilerin Tebliğ’de sayılan şartlar dışında sözleşmelerdeki ödeme yükümlülüklerinin döviz üzerinden belirlenmesi veya dövize endeksli olarak yapılması yasaklanmış idi. Ek olarak, 19 Nisan 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren değişiklikle, Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde, ödeme yükümlülüklerinin döviz üzerinden belirlenmesine müsaade edilmişse de ödemelerin Türk Lirası üzerinden yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu kapsamda Tebliğ’de sayılan şartlar dışındaki sözleşmelerdeki ödeme yükümlülüklerinin Türk Lirası üzerinden düzenlenmesi zorunludur. Ayrıca, istisna olarak düzenlenebilecek sözleşmelerdeki ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi sırasında Türk Lirası olarak yapılacak hesaplamada hangi kurun esas alınacağına dair Tebliğ’de de bir düzenleme bulunmamaktadır. Son olarak belirtmek gerekir ki, döviz üzerinden sözleşme yapılması Tebliğ’de sayılan şartlar halinde halen mümkün olup, ilgili sözleşmelerden doğacak ödeme yükümlülüklerinin taraflarca akdedilen sözleşmede farklı bir hüküm bulunmaması halinde döviz ile yerine getirilmesi mümkündür.
B. Emsal Önlemler
Ekonomik piyasada gerçekleşebilecek gelişmelerden ötürü piyasada oluşacak çift kur veya dalgalı kurdan daha az etkilenmek adına ödeme yükümlülükleri döviz üzerinden kararlaştırılan sözleşmelerde aşağıda yer verdiğimiz birtakım önlemleri paylaşıyoruz.
Taraflar, mevcut sözleşmelerin tadil edilmesi sırasında veya akdedecekleri yeni sözleşmeye hüküm ekleyerek, kararlaştırılacak banka/lar ve/veya diğer kurumların muaccel borcun yerine getirilmesi sırasında teklif ettikleri döviz kuru ile TCMB tarafından açıklanan döviz kuru arasında belirli bir tutarda fark oluşması halinde bu kurumların teklif ettikleri tutarın ortalamasının hesaplamada esas alınabileceğini kararlaştırabilirler. Bu noktada farkın ne seviyede gerçekleşmesi halinde tarafların bu mekanizmaya başvuracaklarının da taraflarca kararlaştırılması önemlidir. Emsalen;
Taraflardan biri, işbu sözleşmeden doğan ve muaccel olan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi sırasında, sözleşme ekinde kararlaştırılan (Ek-X) Bankalar ve diğer kurumlardan herhangi biri tarafından satışa sunulan döviz kuru ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB”) tarafından bir önceki gün ilan edilen döviz kuru farkının X-TL üzerinde olması halinde (“Makas Farkı”) taraflar bu farklılıktan kaynaklanan problemleri çözebilmek için aşağıda açıklaması yapılan uzlaşma mekanizmasının uygulanacağını (“Mekanizma”) kararlaştırmıştır.
Makas Farkı Sebebiyle Döviz Kuru Sabitleme Mekanizması
Taraflar, TCMB tarafından muaccel olan borcun ifa edileceği gün açıklanacak döviz kuruna doğrudan atıf yapıp, ilan edilecek rakamın belirli bir miktar üstünün hesaplamaya esas alınabileceğini kararlaştırabilirler. Bu noktada makas farkının gerçekleştiğinin de belgelendirilmesi hususu olası bir uyuşmazlıkta yer alacak ispat yükümlülüğü açısından unutulmamalıdır.
Ortalama Mekanizması
Taraflar Tebliğ’e uygun olarak akdedecekleri sözleşmelerde ödeme yükümlülüklerini aşağıdaki emsal hükmü sözleşme içerisine uyarlanmak üzere kararlaştırabilirler.
Sözleşme ekinde kararlaştırılan (Ek-X) Bankalar ve diğer kurumların TCMB tarafından bir önceki gün ilan edilen döviz satış kuru ile piyasada fiilen satışa sunulan döviz kuru fiyatının ortalamaları ödeme vadesinde döviz kuru hesaplamasına esas alınacaktır.
Emsal hükme ek olarak, ortalamanın alınması sonrasında ortaya çıkacak kurun öngörülemeyecek olması ihtimali halinde ortalamanın her hâlükârda TCMB tarafından açıklanacak rakamın üzerine eklenecek sabit bir miktarın altında olamayacağı da kararlaştırılabilecektir.
Dalgalanmadan Doğacak Zararı Gidermek İçin Uzlaşma Mekanizması
Taraflar Tebliğ’e uygun olarak akdedecekleri sözleşmelerde ödeme yükümlülüklerini aşağıdaki emsal hükmü sözleşme içerisine uyarlanmak şartıyla kararlaştırabilirler. Bu noktada dalgalanmanın tanımının doğru bir şekilde yapılması ve hangi hallerde gerçekleşeceğinin sözleşme içerisinde yer verilmesi gerekmektedir.
Taraflar, dalgalanmanın olumsuz etkilerini giderebilmek için bir araya gelecek ve muaccel borcun hesaplamasına esas alınacak döviz kurunu belirleyeceklerdir. Taraflar, bir araya gelerek hesaplamaya esas alınacak kuru sulh içerisinde belirleyeceklerdir. Taraflar’ın hesaplamaya esas alınacak kur üzerinde mutabakata varamaması halinde, ödeme vadesinde TCMB tarafından açıklanan rakam üzerinden hesaplama yapılarak borç ilgili tarafça ödenecek ve borcun muaccel olduğu günden itibaren 3 (üç) gün içerisinde dalgalanmanın tamamen sona ermesi halinde diğer tarafça ek bir bedel talep edilmeyecektir. Ancak, 3 (üç) gün içerisinde dalgalanmanın tamamen veya kısmen sona ermemesi halinde üçüncü günü takip eden iş günü, sözleşme ekinde kararlaştırılan ve lehine ödeme yapılacak tarafça seçilecek banka veya kurumlardan birinin teklifi üzerinden tüm borç üzerinden hesaplama yapılacak ve ödenen bedel mahsup edilerek fark bedel aynı gün içerisinde ödenecektir.
C. Sonuç
Son dönemde ülkemizde gerçekleşen döviz kuru dalgalanmaları ve fiilen çift kur uygulaması ödeme yükümlülükleri döviz üzerinden kararlaştırılabilen taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmeleri taraflarını olumsuz etkilemektedir. Tebliğ’de de ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi sırasında hesaplamaya esas alınacak referans bir kur belirlenmemiş ve bu husus tarafların mutabakatına bırakılmıştır. İşbu yazımız özelinde yer verdiğimiz emsaller ile mevcut sözleşmelerin tadili sırasında veya bundan sonra akdedilecek sözleşmelere birtakım ek hükümler eklenerek bu olumsuz etkilerin önüne geçilebilmesi sağlanabilir. Önemle belirtmek gerekir ki, her bir süreç ve sözleşmenin kendi dinamikleri içerisinde değerlendirilmesi ve profesyonel hukuki görüş alınması tavsiye olunmaktadır.
*İşbu çalışma içerisinde yer alan değerlendirmeler hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ayrıca zaman içesinde mevzuatta olabilecek değişiklikler nedeniyle güncel durumu yansıtmayabilecektir. Bu sebeple paylaşılan değerlendirmelerden ötürü TAŞKIN Avukatlık Bürosu sorumluluk kabul etmemektedir. Paylaşıma konu çalışma kapsamındaki soru ve sorunlarınız bakımından hukuki danışman görüşü alınması tavsiye olunur.
